Bundan tam 21 yıl önce; doğanın kükrediği, hayatın durduğu, acıların tavan yaptığı ve kelimelerin görüneni anlatmakta yetersiz kaldığı bir günle sabah oldu.

Çaresizliği, acıyı, kayıpları, yokluğu, imkansızlığı anlamak için yaşamak, hissetmek gerek.

Hayatını kaybeden onbinlerce vatandaşımızı minnetle anarken; sevdiklerini kaybeden, yaralarını hala saramayan, acılarını içine gömen yüzbinlerce kişinin acılarını hala içimizde hissediyoruz.

O dönemde hayatı pahasına canla başla çalışan, vatandaşın her ihtiyacı için olağanüstü emek sarfeden dönemin Sakarya Valisi M. Cahit KIRAÇ nezdinde tüm mülki amirlerine (Vali, Vali Yardımcı ve Kaymakamlar), dönemin Sakarya Bayındırlık ve İskan İl Müdürü Cengiz ALBAYRAK nezdinde tüm İl Müdürleri ve çalışanlarına (özellikle Jeoloji Mühendisleri Hasan TANRIKULU ve Hüseyin ZEREN’e), Sakarya Valiliği Bilgi İşlem Merkezi ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Merkezlerinde Bahattin ARICI nezdinde tüm birlikte çalıştığımız arkadaşlarıma, dönemde Sivil Savunma Genel Müdürlüğünde Arama Kurtama Ekibinin başında olan Ömer KARACA nezdinde tüm arama kurtarma ekiplerine (AKUT ekipleri dahil), dönemin  ASELSAN Sakarya temsilcisi Serdar MUTLU nezdinde tüm Sivil Toplum Kuruluşları ve temsilcileri başta olmak üzere burada ismini yazamayacağım kadar çok çok olan yüzlerce kişi ve kuruluşlar o zorlu dönemde sağladıkları olağanüstü katkıları için TEŞEKKÜR ETMEK istiyoruz. Bu millet onlara ve onlar gibi emek veren herkese minnettar kalacaktır.

Yaraların sarılması, hayatın kısa sürede olağan akışına dönmesi ancak emekle, özveri ile mümkün olabildi.

Deprem bir gerçektir ve her zaman başımıza gelebilecek bir doğa olayıdır. Peki BİZ HAZIR MIYIZ?

Son söz: DEPREM ÖLDÜRMEZ, BİNA ÖLDÜRÜR, PLANSIZLIK ÖLDÜRÜR.